16. DURSUN AKÇAM KÜLTÜR VE SANAT GÜNLERİ…

Dursun Akçam aramızdan ayrılalı neredeyse tam 18 yıl olmuş. Nasıl da gelip geçmiş onca zaman, insan şaşıp kalıyor.

Onu yalnızca bir baba, var olmamdan yetişmemde yer almış birisi olarak değil, bir mücadele insanı, örnek bir yaşam tarzı olarak da yeni bir imgelem dünyası üzerinde yaşatmaya, çoğaltmaya çalıştım. 2003 yılının Temmuz ayı başında Ardahan’dan ayrılırken kırgındı; “Oğlum ben bir daha bu memlekete gelmem, haberin olsun,” demişti. Gerçekten de gelmedi, gelemedi, yirmi gün sonra hastalık tanısı kondu ve 19 Eylül 2003 günü yaşamdan ayrıldı.

Şimdi Ardahan’da neredeyse adını bilmeyen yok; büyük bir çoğunluk tarafından saygı ve sevgi ile anılıyor.

2004 yılı Mayıs ayında, onun sonsuzluğa göçüşünden bir yıl sonra değerli öğrencisi, akrabamız olan emekli Başkomiser Cevdet Şentürk ve dönemin Ardahan Çevre ve Orman Müdürü (sonradan Ardahan Belediye Başkanı) Faruk Köksoy’un katkılarıyla Dursun Akçam Ormanı’nın fidanlarını diktik… Güzel insan Ali Ekber Çiçek’in de katılımıyla yaptığımız “Dursun Akçam Ormanı” açılışı çok görkemli oldu. Kutsal kitapların cennet diyarı, dünyanın en zengin kır çiçeği coğrafyasında, Kafkas Arısı’nın yurdu Güneybatı Kafkasya’daki yine dünyanın en güzel Sarıçam (Pinus Silvetris) ormanlarının bir kısmı (20 dekar arazide 20.000 fidan dikilmişti, yıldan yıla çoğalıyor) şimdi onun adını taşıyor. Dursun Akçam her yıl yaptığımız sembolik fidan dikimleriyle bir kez daha yaşayanların arasına, aramıza karışıyor, bir kez daha doğuyor, bir kez daha çoğalıyor…

2004 yılı başladık Ardahan’da Dursun Akçam Kültürevi yapımına… Kendisi de Cılavuz Köy Enstitülü bir babanın çocuğu olan Özkan Durmuş’un ve yanında yer alan güzel insan Tülay Topçu’nun katılımıyla azimli bir ekip olduk. Başkalarının verdiği fiyatların yarısına, yöreye özgü yapısıyla, 180 kişilik çok amaçlı salonu, 30 öğrencinin aynı anda yararlanabildiği kütüphanesi, sevgili akrabam, Safiye halamızın oğlu Hopallı Beysafa Yılmaz’ın ince işçiliğinin ve estetik zevkinin ürünü bir şömine bulunduran fuayesiyle, 2005 yılı yaz başında açılışını yaptık. Yapım sırasında işe engel olmak için sokakta gereksiz kazı çalışmalarından, arkamızdan yapılan dedikodulara inanılmaz zorluklarla karşılaştık.

1. Dursun Akçam Kültür Sanat Günleri’nde Adalet Ağaoğlu’ndan Dursun Akçam’ın yol arkadaşı Vecihi Timuroğlu’na, Mustafa Şerif Onaran’a, şimdi aramızda bulunmayan birçok değerli insan katıldı. Sonraki yıllarda Doğan Hızlan’dan Musa Eroğlu’na, Arif Sağ’dan Ömer Polat’a, sevgili dostum Metin Turan’a yine çok değerli insanlar hiçbir karşılık beklemeksizin bizimle oldu…

İlk yıllarda çok büyük sıkıntılar çektim. Gece gündüz uykularım kaçtı. Her gün Ölçek Köyü ile Ölçek yaylası arasındaki 8 km dağ yolunu koşarak gidip gelen bedenimin tansiyonları fırladı. Arif Sağ’dan “Savcılık Belgesi” istediler, bomba ihbarı aldık diyerek salonlarımız boşaltıldı; misafirlerimizin üstü mıncıklanarak tek tek arandı, Dursun Akçam Kültürevi’ne girip çıkanlar tek tek takibe alındı; etkinliklerimize katılan öğretmenler hakkında soruşturma açıldı… Etkinliğimize kattığımız, liseli gençler arasında yaptığımız “Öykü Yarışması”nın duyurularını okullara asmamıza izin veren Ardahan Milli Eğitim Müdürü sürgün edildi.

Kültür ve Sanat’ın karşısında, özgür söz hakkının karşısında hep bir şer ve dedikodu cephesi ile savaştım. Dişimle, tırnağımla yaptım birçok şeyi… Sayıları gerçekten de bir elin parmağı kadar olan insanın zaman zaman katılan yardımıyla yürüttüm işleri. Üst üste gelen gereksiz vergi cezalarından, yapılmaya çalışılan türlü çeşitli provakasyonlardan, sağdan sola, her türlü siyasi kanattan gelen dedikodulardan yıldım usandım. Bu arada Ardahan Ölçek Köyü’nde köyümde geçirdiğim, köylülerimle yan yana tırpan çektiğim, orman kesimlerine karşı mücadele ettiğim yılların bilinmişliği, karşılık beklemeden yıllarca sürdürdüğüm hekimliğim ve siyasi önyargılardan önce dürüstlüğe, insanlığa önem verişim, özetçesi, yaşam tarzım ve dünya görüşüm bu olumsuzlukların hakkından gelmemde yardımcı oldu bana…

Dursun Akçam Kültürevi yıl boyu kapısını kültüre ve sanata açık tuttu, karda, ayazda ders çalışan yoksul çocuklara yurt oldu; Ardahanlı gençler Dursun Akçam ve Ümit Kaftancıolğu’nun yapıtlarından, yöre kültüründen yola çıkarak yazdığım oyunları sahnelediler…

Yıllardır bana gönüllü desteğini eksik etmeyen sevgili Metin Onay Müdürümüz, Özkan Durmuş, Ertan Sarıçam, Suat ışıklı kardeşlerim ile yolumuza devam ettik.

Bu yıl ilk kez kendimi tam bir Vakıf Başkanı gibi hissediyorum. Ardahan Belediye Başkanı sevgili Faruk Demir, Hanak Belediye Başkanı, akrabam Ayhan Büyükkaya, Ardahan Kültür Sanat Bileşenleri dönem sözcüsü Kenan Karabağ da var yanımda. Ardahan Belediyesi bugüne kadar tek başına yürüttüğüm birçok çalışmayı üstlendi. Tanıtım materyalimiz de, 20 yıldır Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği ve 20. Yılını ve 65. Sayısını bulmuş Türkiye’nin en değerli, en yaygın okunan kültür ve eğitim dergisi Yeniden İmece’nin editörü, düzenleyicisi, tasarımcısı Rıfat Güler kardeşim tarafından yapıldı. 

Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri, kötülüğe, çcirkinliğe ve karanlığa karşı iyiliğin, güzelliğin ve aydınlığın, kin ve nefrete karşı barışın ve kardeşliğin, bezirgân talanına karşı üreticiliğin, gösteriş ve şatafat yerine alçakgönüllülüğün, yasaklar yerine özgürlüklerin bayrağını taşımaya devam ediyor. Son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanından güzel insanlar katılıyor imecemize… Sesimize ses, ışığımıza ışık katıyorlar… Kolları sıvayıp işin bir ucundan tutuyorlar…

16. Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri, yöremize, ülkemize ve tüm insanlığa kutlu olsun…

 

11 Haziran 2021, Alper Akçam